|
|
|
Yazar |
Mesaj |
|
Konu: Kız Tavlama Sanatı C.tesi Tem. 26, 2008 2:26 am |
|
|
|
|
|
|
"Hiçbir erkek hiçbir kadını tavlayamaz. Kadınlar kiminle birlikte olacaklarına kendileri karar verirler."
Hadi bakalım şimdi bu ultra bilimsel modelimizi tırtıklamaya başlayalım. Gözlem nerede?
Gözlemlerim daha çok hayvanlar dünyasından geliyor. Doğada pek çok türün erkeği dişisinden çok daha albenili (ismi üzerinde: Al - Beni), daha güzeldir. Neredeyse tüm kuş türlerinde dişi boz renkli, dandik bir hayvanken, erkekler rengarenk tüyleri olan, accayip süslü yaratıklardır. Herhalde bu kavramın en çok abartıldığı yaratık da tavus kuşudur. Bu hayvanın dişisini sersem bir hindiden zor ayırırsınız.
Neden?
Nedeni çok basit, doğada pek çok türde kadın hangi erkekle birleşeceğine kendi karar verir. Seçeceği erkeğin güçlü ve sağlıklı olması doğacak olan yavruların yaşam savaşlarını iyi vermelerinde doğrudan etkilidir. Bunlarla ilgili çok güzel araştırmalar okudum. Ve dişi kuşların hiç de salak olmadıklarını, tüyleri daha renkli, daha parlak erkek kuşların gerçekten de daha sağlıklı olduklarını öğrendim (kuşlar bunu milyonlarca yıldır biliyormuş!).
Seçen taraf dişi olduğu için erkekler güzelleşmeye başlamışlar ama dişilerin kendileri son derece sönük kalmış.
Şimdi yazının tamamını okudunuz, buraya kadar söylediğim her şeyi anladınız ve hemen sazan gibi atlıyorsunuz. "İyi de hocam! İnsanlar azıcık farklı değil mi? Bizde karılar süslü, erkekler değil. Senin model şimdi langırt! Diye çökmedi mi?"
Valla aslına bakarsanız buna verecek cevabım "hem evet hem de hayır"dır. İnsanların çok karmaşık bir toplumsal yapı kurduğunu bilmeyenimiz yok. Benim burada (yani SÖZ bölümünde) vermeye çalıştığım temel mesajlardan biri de içimizdeki hayvanı iyi anlarsak çözümsüz gibi duran pek çok konuya açıklık getirebileceğimiz yolunda. Bu noktadan hareketle gelin benim modelimi kabul edip yola çıkalım ve tekrar diyelim ki
"Hiçbir erkek hiçbir kadını tavlayamaz. Kadınlar kiminle birlikte olacaklarına kendileri karar verirler.
Bakalım bu modeli kullanarak bir takım olayları açıklayabilip, bir takım davranış biçimleri ortaya atabiliyor muyuz?
Erkeklerin çok arzu ettikleri kadınları elde etmek için dünyaları önlerine serdiklerini ve pek çok zamanda başarısız olduklarını hep duyarız, biliriz. Oysa bu modeli kabul ederseniz yapacağınız iş çok basittir. Öncelikle güzel bir erkek kuş olmaya çalışmakla işe başlarsınız. Bazı özellikleri üstünüzde toplamaya gayret gösterirsiniz.
Nedir bu özellikler? Dişi kuşların yani çevremizdeki kadınların önemsedikleri şeylerdir. Ama sakın bunları belli bir hatunu kafa kola almak için yapmayın. Kim ne derse desin düzgün, sportmen bir beden kadınlar tarafından beğenilir. İyi giyinmek önemlidir. Güzel konuşmak, güçlü olmak, şefkati davranabilmek, kültürlü olmak hep artı puanlardır. Yani bu konuda ortaya atılmış ne kadar klişe varsa hepsine değer verip elinizden geldiği ölçüde kendinizi geliştirmeye gayret edin. İşte tam bu anda modelimizin öngördüğü davranış biçimi ortaya çıkıyor:
Çevrenizde sizi seçen kadın olup olmadığını anlamaya çalışın. Radarlarınız hep açık olsun. Eğer boşta gezme durumlarındaysanız, tüm çevrenizi devamlı kontrol edin. Hiçbir sinyali atlamamanız gerekir. Örneğin bir toplantıya gittiğiniz, ortada on tane boşta hatun var. Kafanızda birden ona kadar bir sıraya koydunuz. İlk üçü size hiç aldırmıyor. Dört numarada bir ışık gördünüz. Hemen ona gidin. Sakın vaktinizi ilk üçe maymunluk ederek harcamayın (yazıktır!). Size kendini vermeye hazır ama kalçaları biraz büyük ya da burnu biraz eğri bir kadın sizi beğenmeyen dünya güzelinden çok daha fazla sizi mutlu edecektir.
Bunları söylerken seçici olmayın, kendi hiçbir zevkiniz olmasın, kim kuyruk sallarsa ona koşun demiyorum (Ne gırgır değil mi? bu kuyruk sallama olayı da dişi köpeklerin "seçen" olduğu gerçeğinden kaynaklanıyor). Dediğim tam anlamıyla şu: Sizi seçmeyen birine gitmeyin, ona vakit ve enerjinizi harcamayın, o vakti ve enerjiyi size bedenini ve ruhunun bir bölümünü vermeye hazır başka birine yönlendirin. Çok daha karlı çıkarsınız. Sizi reddetmiş dünyalar güzeli bir sevgilinin hayaliyle ayazda sokaklarda bir başına dolaşmak kulağa çok romantik gelebilir, ama inanın bana, o anda yukarda sözünü ettiğim biraz irice kalçaların arasında olmak hem çok daha keyifli hem de çok daha gurur vericidir.
Bu konuda bir tane de çok gırgır yorum hatası var: Aslında önerdiğimiz davranış biçimi "size ilgi gösteren kadınlara yönelin"den ibaret. İlla da daha az güzel kadınlara gidin dediğimiz yok. Birden fazla kez, çirkince kadınlara asılıp kepaze olan erkeklere rastladım. Muhakkak sizde rastlamış ve bunun nedenini bir türlü anlayamamıştınız. Nedeni çok basit: "O dişi sizi seçmemişse, seçmemiştir" bu durumun onun güzelliğiyle çirkinliğiyle bir ilgisi olamaz. Yani, her zaman köşenizde durun ve çevreden size bir sinyal, ilgi, alaka, artık her neyse ondan gelip gelmediğine bakın. Eğer geldiyse ve hatun da sizin temel standartlarınızın dışında değilse prosedürü başlatın.
İşte size bir bilimsel modele dayalı davranış seçimi... Ama konu o kadar karmaşık ki, bambaşka modellerde pek ala işe yaramaya devam ediyor. Dediğim gibi bu modelleme olaylarında "hakikat" arayışı falan yok. Birbirine tamamen zıt modeller ortaya koyup, önerilerde bulunabiliriz ve pek çok yerde faydasını da görebiliriz. Önümüzdeki haftalarda işte bu diğer modellere de bakacağız ayrıca yukarıdaki model ilgili daha çok şey anlatmamız gerekiyor. Örneğin "Bir hafta kuralı" gibi. Merak etmeyin hepsini işleyeceğiz.
Hadi kolay gelsin.
NoT.. ************************************************** ******* Kendinize güvenin Kendinize güvenmeniz, yalnız kız tavlama konusunda değil, hayatın bütün alanlarında başarıya ulaşmanızın önşartıdır. Korkulanın başa gelmesi, çoğu zaman, kendine güvenin bulunmayışından kaynaklanır. İlkokul kitaplarında anlatılan küçük bir hikâyeyi hatırlayalım: Süt dolu kaba düşen iki kurbağadan, kendine güvenmeyen, kolayca umitsizliğe kapılan kurbağa boğulmuştu. Sizin de hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmamanız ve devamlı mücadele etmeniz gerekir. Ki, sadece bu bile kızların size hasta olmasını sağlayabilir. Kaldı ki sosyal hayattaki başarıyla cinsel başarı arasında paralel bir ilişki vardır. Birini başaran öbürünü de başarır. Çünkü ikisinin temelinde de yukarıda saydığım "erdem"ler bulunmaktadır.
Neden umutsuzluğa kapılasınız ki? Dünyadaki ve ülkemizdeki kadın - erkek sayıları aşağı yukarı eşittir. Her erkeğe bir kadın düşmektedir. Kör, topal ya da sağır da olsanız. Sizin de kısmetiniz çıkar! Yine, ünlü şair mısralarında;
Kesilmesin umudun, gün gün alıştırılır at boyunduruğa At yavaş yavaş koşuma Sürtünür de aşınır demir Toğrağı sürtmekle yıpranır saban demiri Ne var taştan katı? Ne var sudan uysal? Bak nasıl aşındırır taşı.
diyerek de ne güzel anlatmış.
İlk adımı siz atın Her ne kadar kadınlar kabul etmese de erkek üstünlüğüne dayanan bir sosyal ortamda yaşıyoruz. Erkek üstünlüğü kadını geriletmiştir ister istemez. Bu da kadınların pasif olmasına yol açmıştır. Sonradan da tabi bu pasifliğin kadının doğasından geldiği ileri sürülmüştür. Bereket versin ki bunun böyle olmadığı bugün biliniyor. Fakat kadının cinsel istek göstermesi bugün bile ayıp sayılıyor. Oysa hiç bir kadın cinsiyetsiz değildir. Cinsel istek duymak ve bunu belirtmek elbetteki hakkıdır. Ama yine de ilk adımı siz adın. Nasıl mı? Hoşlandığınız kızın arkadaşlarıyla arkadaş olabilirseniz, hedefe yaklaştınız demektir. Bundan sonra sabırla tanıştırılmayı bekleyin ve her zaman konuşmaya hazır bir şekilde tetikte bekleyin. Söz gelişi, kız durakta mı bekliyor? Hemen ona duraktan hangi otobüslerin geçtiğini sorun. Ya da bitişik masanızda afet mi afet mi bir kız mı oturuyor? Hemen ona havanın güzelliğinden bahsedin. Bir kadın size bir şey mi sordu? Sakın bilmiyorum demeyin. Bu ilk adımı atabilirseniz, konuşmanın devamını da istediğiniz yöne çeker ve sürdürürsünüz. Süslü püslü sözler kullanmayın. Bu sizin kendinizi göstermek istediğiniz anlamına gelir ki, belirtilmesi gereken sizin öneminiz değil, karşınızdakine verdiğiniz önemdir.
Yine ünlü bir yazar, ?Kadınları güldürebilmeyi öğren. Kadına kahkayı attırabildin mi, karyola gıcırtılarına dönüştürebilirsin fıkırdamasını? diyerek bizlere nasihat ediyor.
Her fırsatta kadına dokunun Bir ilişkinin kurulmasında gözden ve sözden sonra sıra "el"e gelir. Her fırsatta elinizi kullanmalısınız. Bir caddeden mi geçiyorsunuz, arabalar çiğnemesin diye kızın elinden tutmalısınız. Otobüsten inerken, elinizi sırtına ko¤¤¤¤¤ ona yol vermelisiniz. Bir masada otururken yüzüğünü çok beğendiğinizi söylemeden önce, yüzüğü daha yakından görmek için kızın elini avucunuzun sıcaklığına almalısınız.
Yine Ovidius diyor ki: Bak, bir de eteği düşmüş, değmişse yere derleyip topla, kaldır yerden, Gözden ayırma, tozlanmasın iyi bak Ödülür bu yaptığın en azından kızın çıplak bacaklarını görmek.
Yalanlar söyleyin Cinsel birlikteliği en az erkekler kadar kadınlar da arzulamaktadır. Fakat, kadınlar yine de hoş bir erkekle karşılaştıklarında ondan kendilerini uzak tutmak için arkadaş olmanın, arkadaş kalmanın erdemlerinden bahsederler. Bilirler ki, erkek üstelerse, kendilerine söz geçiremeyecek, teslim olacaklardır. Bu nedenle de kadınlara her türlü vaadde bulunmakta çekinmeyin. Onlarda özellikle yalana inanmak konusunda müthiş bir yetenek ve istek vardır. Kaldı ki ne kadar yalan söylerseniz söyleyin, bütün yalanlarınızın altında, o kadına duyduğunuz sevginin gerçekliği, içtenliği bulunmaktadır.
Yaz, tatlı diller dök, anlat yana yakıla Kim olursan ol, durumuna bakma aldırma.
Yumuşatır tanrıların bile hıncını yakarışlar. Söz ver bol bol, ne gider elinden? Kim olsa zengin olabilir söz verme konusunda. Umutlar avutur, oyalar kişiyi uzun uzadıya Tanrıça aldatırsa, kadın ne yapmaz?
İltifat edip, hediyeler verin İnsanoğlu beğenilmekten, övülmekten hoşlanır. Beğenilip övüldükçe otokritikliğini yitirir. Bu, elbette ki kadınlar için de böyledir. Kadın daha çok ilgi ister, daha çok taktir bekler. Hayatını bunun üzerine kurmuştur. Bu ilgi ve taktir, yalnız sevgi bağlarının kurulması için değil, sürdürülmesi için de gereklidir. Sevgi de her şey gibi doğar, büyür ve ölür. Onu uzun ömürlü kılacak şeyler ilgi, taktir, iltifat ve hediyelerdir.
Benzet gözü şaşıları Venüs'e Kızıl saçlıyı Minerva'ya İnce, uzun boyluyu fidana. Cana yakın bul iri kıyımlısını, Güzel deyiver, öv güzel olmayan yanını Yaşını sorma, araştırma doğum yılını.
Kadına uyun Günümüzün kadını kendisini erkeğe uydurmak zahmetine katlanmıyor; kendisine uyacak erkeği arıyor. Kadınların bir erkekten ayrıldıktan sonra adamın kendisini anlamadığını öne sürmesi de bundan kaynaklanır. O yüzden kadınları anlamaya çalışın. Anlamıyorsanız da anlıyor gibi görünün. Onun sevdiği artisti sevin. Dinlediği plakları dinleyin. En sevdiğiniz renk onun da en sevdiği renk olsun. Ve onun her fikrine katılın. Bunun tam tersi durumlar olsa olsa dikkat çekmek için olabilir. Fakat burada da dikkat edilmesi gereken husus, kadının sizi ikna etmeye çalışmaya başladığı andan itibaren sona ermelidir. Unutmamak gerekir ki kadınlarla tartışan erkekler, genellikle kadınlarla ilişki kuramayanlardır. Tartışma onları bir arada bulundurur. Ya da bir arada bulunmak için tartışırlar.
Sabırlı olun Atalarımız "Sabırla koruk helva olur" demişler. Sabır, bu kadar imkansız bir şeyi bile gerçekleştirebilecek güçtedir. İşte, bir kadını da elde etmek genellikle sabır isteyen meşakkatli bir süreçtir. Bunun çeşitli sebebleri vardır. Hoşlandığınız kadın başkasıyla birlikte olabilir. Durum böyleyse diğer ilişki bitinceye kadar ona karşı ilginizi sürekli canlı tutmalısınız. Çoğu erkek böyle bir durumla karşılaştığında ilgisini sürdürmeyi bırakır. Bu yanlıştır. Çünkü kadının ilişkisi bir noktaya geldiğinde zayıflayacak ve kadın bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Ya ilişkisini sürdürecek ya da siz ilginizi canlı tutmaya devam ediyorsanız sizinle birlikte olmaya başlayacaktır. Bir kadını elde etmenin sabır işi olmasının bir başka sebebi de, cinsel ilgi ve arzunun zamanla olgunlaşmasıdır. Olgunlaşmanın zamanı ve hızı her kadına göre değişir. Ama ne kadar değişirse değişsin, bu hız daima erkeğinkinden daha yavaştır. Mâhsulünü yazın alacak bir bahçıvan gibi sabırlı olmalısınız. Bu bir ay, bir mevsim hatta bazen yıllarca da sürebilir. Sizin bu ilginiz aynı, suyun taşı aşındırması gibi onun da direncini aşındıracaktır. Üstelik, bu kadar uzun süre ilginizi belirtmeniz, öteki erkekler gibi geçici bir hevesle, sırf isteklerinize alet etmek istemediğiniz gibi de bir sonuç çıkaracaktır. Ve unutmamak gerekir ki "ele geçmez, yola gelmez sevilen tüm kadınlar."
Üsteleyin Şimdiye kadar gördük ki kadın istekle yanarken ?hayır? diyor. Direniyor, kaçıyor. Yine gördük ki kadın, aldatılmaktan, güvensizlikten, yasaklardan kaçıyor; Kaçarken de sevgiye, güvene koşuyor. İçgüdüleri ona ?yap?, mantığıysa ?yapma? diyor. Bu nedenle ona sevgi göstererek, güven vererek ısrar etmeli, içgüdü ve mantık çatışmasından içgüdüsünün galip çıkmasını sağlamalısınız.
Kim bilge olur da öpücükler katmak istemez Tatlı sözlerine bu konu da, çekinme öpmekten, Seni bir öpen olmasa bile İlkin karşı kor kadın: ?Çok kötüsün? der. Görürsün karşı koymakla yenildiğini de, İncitme sakın incecik, güzelim dudaklarını, Yakınmasın kabaca davranışlarından Bir öpücük alıp ardını getirmeyen Yıkmış demektir yaptığını kendi eliyle. Aşırılık değildir öpüştükten sonra işi sürdürmek. Utanılacak bir yönü yoktur onlarca bu işin Severek katlanır baskıya kadın, göster gücünü. Yürekten isterler ezilmeyi sıkılmayı Sevişirken içini açar kadının ezilmek Bayılır tadına sıkılmanın ezilmenin Bir gülüş belirir yüzünde, acı doğar içinde, Gönlünü yapmayınca, sızlar yüreği
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Konu: Geri: Kız Tavlama Sanatı C.tesi Tem. 26, 2008 2:26 am |
|
|
|
|
|
|
Her şey olsun ister kadın, ama kendi elinde olmadan. Her zaman bir suçluluk duygusu içindedir ve bunu başka bir şeyin, başka birisinin üstüne atmak isterler. O yüzden "hayır!" sözcüğüne tıka kulaklarını.
Size güvenmesini sağlayın Bir kadının size güvenmesi sizin kendinize güvenmeniz kadar kadar önemlidir. Sizin hiç kimseyi değil, sadece ve sadece onu istediğinize, ilişkinizi çevreye yaymayacağınıza, onu yüzüstü bırakmayacağınıza, zayıf anlarında ona destek olacağınıza inanması ve bu konularda size güvenmesi gerekir.
Kadınlarla arkadaş olmaya kalkmayın Kız tavlamanın kurallarından biri de "Ani taarruz, kat'i neticedir." Cinsellikten utanan kendisine güvenemeyen erkekler, "önce bir arkadaş olayım, sonra her şeyi söylerim" diyerek kadın üzerindeki isteklerini belirtmekten kaçınırlar. Bu çekingenlik arkadaşlık süresince de devam ettiğinden hiç bir zaman söyleyemezler. Söyleseler bile, onlar artık kadın için erkek olmaktan çok uzaktır. Bu nedenle de reddedilirler ve hatta arkadaşlıklarını da kaybederler.
Ateşle barut yan yana durmaz sözü, sadece barutla ateş arasındaki ilişkinin sonucunu değil, süresini de belirtir. Cinsel bir sonuç elde etmek istiyorsanız, kadına karşı yaklaşmanızın da cinsel olması gerekir. Unutmayın ki bir kadın hoşlanmadığı bir adamla sokakta dahi yan yana yürümez. Eğer sizi arkadaş çevresine almış, sizi de arkadaş olarak bellemişse, demiri tavında dövmeniz gerekir.
Kıskanmayın Kıskançlık erkeğin boynuna takılan hızma gibidir. Kadın, kıskanan erkeği dilediği yere çeker götürür, ocağına incir ağacı diker. Dikkat edilirse kıskanılan kadınlar genellikle havai mizaçlı kadınlardır. Böyle bir kadına duyulan sevgiyle onu kaybetme korkusunun ürünüdür kıskançlık. Bu güçsüzlük, kadını kendinize bağlayamamış olmanız ya da onu kaybettiğinizde yenisini bulamayacağınız korkusunu dile getirir. Oysa, kadın sivilce gibidir. Kendi haline bırakırsanız, kolay iyileşir. Durmadan onunla oynarsınız azar, kıskançlık gibi deva bulunmaz bir illet olur. Kadın, güvercinler gibi uçup gitmek, gökyüzünde vakit geçirmek akşam olunca da kümese dönmek ister. Kıskançlık yüzünden buna izin vermeyen erkek, kadının havasızlıktan boğulacağını, sonunda büsbütün kaybedeceğini bilmelidir. Ayrıca şunu da bilmelidirler ki, kadın bir şeyi aklına koydu mu yapar. Hiçbir şey engel olamaz ona. Asıl mesele, ona engel olmak değil, sizinle ilişkisinin devam etmesidir.
Kadını eve götürmesini bilin Kadın cinselliği içgüdüsel olarak istemekte fakat mantıksal olarak istememektedir. Bu bakımdan sürekli bir bocalama içindedir. Bunun için de kadını eve götürmesini bilmek ayrı biri incelik ve teknik isteyen bir iştir. İlk öncelikle uygun zamanı kollamak gerekir. Kadının yatağa gitmeden önceki bütün aşamalardan geçmesi gerekir. Daha önce elini dahi tutmadığınız bir kadını eve götürseniz bile, bir sonuç almanız süphelidir. Ya da kadının çok az vakti varsa, kapıdan girer girmez saldıracak da değilsiniz.
Kadın ne kadar hazır olursa olsun, "hadi eve gidelim" denildiği zaman itiraz eder. Bu nedenle de bu sözün hemen arkasına onun merak ettiği bir şeyi göstermek ya da dinletmek istediğinizi eklemeniz gerekir. "Hadi eve gidelim. Sana pul koleksiyonumu göstereyim." vb.
Kadın günah saydığı davranışı seve seve tekrarladığı halde, bunun sözle ifadesini asla istemez (...) Hatta tersler erkeği, koyu ahlakçı kesilir.
Sonsöz: İnsan mizacı kişiden kişiye değişir. Bu bakımdan elde edilmek istenen kadının mizacı kadar yukarıda anlattığımız taktikleri uygulayacak kişinin mizacı da başarıyı ya da başarısızlığı tayin edecektir. Başarısızlık halinde göz diktiğiniz kadını elde etmekten vazgeçip, çevredeki diğer kadınların peşine düşmek gerekir. Sürekli başarısızlık asla söz konusu olamaz. Eğer kendinize has bir yol tutturmuşsanız burada yazılanları uygulamaya çalışmanız boşunadır. Çünkü, nasıl her kadının kalbine giden bir yol varsa, her erkeğin de kendine ait yolları vardır. Şüphe yok ki, bilmek ve yapmak ayrı şeylerdir. Bu nedenle de artık bildiklerinizi, öğrendiklerinizi uygulamaya başlamanın zamanı geldi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
1 sayfadaki 1 sayfası |
|
|
Bu forumun müsaadesi var: |
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|
|
|
|
| |
|