|
Konu: ŞARKI SÖZÜ YAZMANIN İPUÇLARI Paz Tem. 27, 2008 8:09 am |
|
|
|
|
|
|
KONU BÜTÜNLÜĞÜ VE KONULANDIRMA Şarkı sözünde konu işlenmemiş bir konu bulmak kadar, konuya sadık kalarak tüm söz boyunca konu bütünlüğünü korumakta ayrı bir zorluktur. Burada hemen kafamızın içine şu basit kuralı koyalım "bir iğnenin deliğinden ipi nasıl geçiriyorsak mısraları da konunun içinden öyle geçireceğiz"
Yani konuya sadık kalacağız, konu içinde başka ara sokaklara sapmayacağız. Öncelikle konu kavramını biraz ele almak lazım bence zira sizce konusu olan bir şarkıyı ben konusuz diye tanımlayabilirim. Konu sizce genelin kendisidir bence detayın kendisidir. Hemen açalım bu mevzuumu. “Ayrılık” denen materyali ele alalım mesela. Konusu ayrılık olan bir şarkı yazdım derseniz, ayrılık mevzusu bir okyanustur siz bunun neresini ele aldınız bu okyanustaki balıkları mı mevzu ettiniz, gemilerimi, yoksa kıyılarını ya da dalga ve girdaplarını mı diye sorarım. Okyanusun nesini yazdınız hangi detayını ele aldınız? Yok genel olarak ele aldım hepsinden biraz var derseniz işte burada konu değil konusuzluk, anlatılan şeyde belirsizlik vardır. Ayrılığın arkasından çekilen üzüntümü, bekleyiş mi, sevgiliden dönme talebi mi yoksa sitem mi? Her neyi anlatıyorsanız o detayın içinden çıkmamaya ve o yolda kalmaya özen gösterin. Daha basit açıklayacak olursak mesela; bir sevgilinin güzelliğini (ellerinin, saçlarının, gözlerinin) ifade edecek bir şiir yazmaya karar verelim. Buna tür olarak methiye denir, peki konu nerde? Methiye konu değil ki, türdür. Biz bu methiyeyi düzerken genele inerek anlatırsak (her bir yerini anlatmak gibi) konuyu nasıl isimlendiririz! Diyebilir misiniz ki konu sevgilinin güzelliğinin anlatılmasıdır? Hayır efendim o türüdür yani ona methiye dizmek denir konu bence yoktur. O halde sadece sevgilinin gözlerini ele alalım ve sırf onu anlatalım şiir boyunca. İşte o zaman konu nedir diye sorulduğunda diyebiliriz ki türümüz methiye, konumuzu ise sevgilinin gözleridir, yani konu gözlerdir diye isimlendirebiliriz. Toparlayacak olursak konuyu genelde değil detayda arayın. Şiir boyunca işte o detayın içinde kalabilmek sizin kalem kalitenizi gösterecektir.
Güfteyi konulandırırken bir diğer yaklaşım tarzımız mizahsal anlatım tekniği olabilir. Bu benim kişisel kanaatimce eline şiş alıp örgü örer gibi konuyu yazmakta olduğumuz şiirin içine örmektir. Methiye türü şiir dedik, örneğimizi yine bu noktadan alalım ki açıklaması benim için kolay olsun. Evet tür olarak methiye yazacağız diyelim yine ve öyle sadece gözlerini ya da ellerini anlatmak gibi detaya girmeyip genel olarak methiye yazacağız. Peki nasıl konulandıracağız ki bu durumda mizahsal anlatıma uygun olsun. Konu olarak tabiatı seçtim diyelim. Evet evet konum tabiat olacak ve sevgiliye methiye düzeceğim yani iki ayrı yün var elimde ve kalemim ise benim şişim olacak bu iki yünü birbirine öreceğim. Tabiatı konu ederekten sevgiliye methiye düzeceğim, böylece tabiat konulu methiye yazmış olacağım ki işte bu mizahsal anlatımdır. Yani iki ayrı yünden kalemimizle bir kazak örmek gibi bir şey. Şayet bu tur bir yazım tekniğini kullanmak istiyorsanız benden size söyle bir ipucu; önce içine katacağınız konunun kullanmak istediğiniz materyallerini bulun ve bir kağıda yazın (yani kelimeleri). Bu birkaç gününüzü alabilir, sonra geriye bunları cümle içinde kullanmak kalacaktır ki işiniz hayli kolaylaşır.
Biraz önceki örneği anlatan benim tarafımdan yazılmış bir şiiri önünüze koyuyorum ki anlatmak istediğimi bir örnekle daha iyi anlaşılsın.
DENGİN DEĞİL Kİ
Eşsiz güzelliği olan tabiat Bu gönlümde senin dengin değil ki Doğanın göz nuru ipek kozalak Saçlarından daha narin değil ki
Sevgin kadar huzur vermez sahiller Okşamaz ruhumu meltemler, yeller Yeşili maviye çalan denizler Gözlerinden daha derin değil ki
Düşmekten korkarım sevdanla dile Aşkın yüce dağdan engin değil ki En şifalı gizli bitkiler bile Sözlerinden daha keskin değil ki
Cengiz ATABAY ŞİİRDE İLK İKİ SATIRIN ÖNEMİ Kompozisyon yazarken nasıl ki ana fikir yazının sonuç bölümünde olur şiirdeyse ana fikir, konu ilk iki satırda olmalıdır. Çünkü şiire güçlü bir giriş yapabilmek şiiri şiir yapan en önemli özelliklerden biridir bence (eğer öykü türü bir şiir yazmıyorsak). Konulu bir giriş yapabilmek için konuyu ilk iki satırda özetlemeliyiz sonraki gelen satırlar o ilk iki satırdaki konun açılımıdır sadece.
Mesela konu tabiat dedik yukarıdaki şiirde ve mısralara tabiatta bulunan materyalleri yerleştirdik. İlk iki satıra bakalım hakikaten bu şiirimde "Eşsiz güzelliği olan tabiat, Bu gönlümde senin dengin değil ki". Kısaca konu burada açıkça net olarak ifade edilmiştir. Yani sen tabiattan daha güzelsin ana fikri ilk iki satıra açıkça yerleştirilmiş devamında gelen satırlar bu konuya sadece açıklık getirmiş neden öyle olduğunu izaha yönelmiştir. Mesela otuz beş yaş şiiri de öyle değil midir?
Yaş otuz beş yolun yarısı eder Dante gibi ortasındayız ömrün …
İşte şiirdeki konu burada açıkça görülüyor. İlk iki satırda ne kadar net ifade edilmiştir, gerisi konuyu izahtır.
CEVAP ESER NEDİR?
Bu konuya da kısaca değinmek istiyorum cevap eserler genelde çok tutmuş hit olmuş şarkılara cevap niteliğinde yazılan eserlerdir ki bundan amaç tutan şarkinin ikinci bölümünü çıkartırcasına hit olan birinci şarkinin tiraj nimetlerinden faydalanmaya çalışmaktır. Ama maalesef cevap eserler pek başarıya ulaşmamıştır bu yüzden denememenizi tavsiye ederim.
ŞARKI SÖZÜNDE AKICILIK
Dilimiz tür olarak eklemeli dillerdendir (Eskimo dilini de eklemeli dile örnek gösterebilirim) dolayısıyla 8 ya da 10 heceden oluşan kelimelerimiz vardır dilde zor söylenir, bilirsiniz. Şunu belirtmek istiyorum ki 5 heceden daha uzun kelimeleri lütfen şarkı sözünün içine koymaya kalkmayın söz akıcılığını kaybediyor, beste zorlaşıyor. Diğer bir mevzuuysa ti, ta gibi ekleri çok zorunlu değilse kelimeye eklemeyin mesela HİSTE kelimesine bir bakin HİS+TE oradaki te eki dile nasıl takılıyor ve bestekarın isinize zorlaştırıyor. Yani kelime ekleri biraz baş ağrısı yaratıyor akıcılık ve beste açısından.
İYİ BİR SLOGAN NASIL OLUR?
Bu kişilerin değer yargısına göre değişir, benim hoşuma giden bir slogan başkasının hoşuna gitmeyebilir. Ama genel olarak dikkat edilmesi gereken sudur ki; hiç kullanılmamış bir ifade olsun, vurucu olsun. Bunu nerden anlarız? Öncelikle kendi eserlerinize karşı acımasız bir eleştirmen olmalısınız yazdığınız ifade öncelikle sizin tüylerinizi diken diken etmiyor etkilemiyorsa “vay be ne yazmışım helal bana” demiyorsanız inanın bir başkası hiç demeyecek ve etkilenmeyecektir. O eser önce ilk sizin kalbinizi titretmeli ki başkasının karsısında şansı olsun.
HIRSIZLIK NASIL OLUR?
Şiirlerinizi tasdik ettirmenin çok büyük faydası olduğuna inanmıyorum ben çünkü profesyonel anlamda hırsızlık şiirin tamamını değil genellikle en can alıcı en güzel yerinin çalınmasıyla oluyor ki bu durumda tasdikli olsa sizin şiiriniz ne yazar!!
Bu bir slogan olabilir ya da bir cümle ya da bir kıta ve yahut şiirdeki konunun kendisi olabilir. Sizin ne kadar kötü yazdığınızın önemi yok, konu çok güzeldir konuyu yakalamışsınızdır ama amatör bir kalem olarak işleyemediğiniz için o şiirin konusunu alırlar kendileri yazarlar. Birde bakarsınız ayni konuda ama şiir olarak farklı bir şarkı var piyasada bir sure sonra. Şimdi soruyorum hakkinizi nasıl arayacaksınız? Hangi merci vardır ki bu konunun çalıntı olduğuna karar versin, bunun olcusu nedir? Kaç satırı çalıntı olursa hırsızlık olur!!
İşte arkadaşlar bu yüzdendir ki Internet' te dahil olmak üzere medyadaki açılmış olan bu tür yarışmalara itibar etmeyin (MESAM resmi sitesindeki yarışmalar hariç). Jürinin profesyonel olması işin daha büyük boyutlu bir tehlikesidir. Elinizdeki esere inanıyor ve değerlendirmek istiyorsanız, bire bir bestekarla yüz yüze görüşmeyi tercih edin.
Kaliteli sözler yazmanız temennisiyle…
Yazan: Cengiz ATABAY
|
|
|
|
|
|
|